Ana Sayfa

Hicret

Tevhid

Gençlere

İslam Düşmanlığı

Makaleler

Zulüm Görüntüleri

Ben Irak`lı Bir Çocuğum

Download

Resimler

Duvar yazıları

E-M@ail

Tefsir ve Kitaplar

Fizilal'il Kur'an Tefsiri

   Elmalı'lı Tefsiri

Tasavvuf

   İslam'da Kadın ve Özel Halleri

 Küfür Sözler

 Şeytanın Hileleri

İslam'daTesettür

  İslam'da Sakal Bırakmanın Lüzumu

İslami Hareket Metodu

Küfür Tek Millettir

İşte Müslüman

Yesak (Beşerî Anayasa)

Dünden Bugüne Hilâfet

Fikh-ul Ekber

Bilinmeyen Osmanlı

Zulmün Tarihi

Dokunmayın Bacıma

Dünya Vakit Proğramı

Osmanlıca Yazılar

Peygamberler Tarihi

Almanca Kitaplar

Der Wahre Muslim

 Die Grundlage Der  Islamischen Religion

 Die Grossen  Sünden

 
 
 
 
 
 

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ "لاَ إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ قَد تَّبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِن بِاللّهِ فَقَداسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَة الْوُثْقَىَ  لاَ انفِصَامَ لَهَا وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ " سورة البقرة256

Dinde zorlama yoktur. Doğruluk ile sapıklık birbirinden kesinlikle ayrılmıştır. Kim Tağut'u, azgınlığı reddederek Allah'a inanırsa kopması sözkonusu olmayan, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi işitir, herşeyi bilir.

Tağut; hakka, hakikate ve imana karşı gelen Allah'u tealâ'nın kulları için çizdiği nizamı ve sınırları aşan her şeyi ifade eder. Tağut bir şahıs olabileceği gibi, Allah nizamından alınmamış her türlü sistem, Allah'a bağlanmayan her çeşit fikir, düşünce, adet ve alışkanlık da olabilir. Kim bütün bunları ne şekilde olursa olsun reddeder ve yalnız Allah'a iman edip bağlanırsa ve sadece Allah'u tealâ'nın kanun ve nizamlarını kabul eder ve tüm yaşantısını buna göre düzenlerse hiç şüphe yok ki kurtulmuştur... Ve onun kurtuluşu kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa bağlanan kişinin ki gibidir.

 "Tağutu reddedip..." Ayet-i kerimenin bu kısmı "lailahe" nin manasıdır. Dikkat edilirse ayette tağutu reddetmeden kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa tutunmanın söz konusu olmadığı belirtiliyor. Yani bu durumda kişi imandan mahrumdur. Zira "sağlam kulpa tutunma" diye belirtilen şey imanın tâ kendisidir.Tağutu reddetmeden iman etmek hiç bir zaman mümkün değildir. 

Tağut genel olarak: kendisine ibadet ettirmek, tabi olunmasını istemek, itaate zorlamak suretiyle haddini aşan mahluk demektir. Tağutu şöyle de tarif edebiliriz:   İnsanı Allah'a ibadetten alıkoyan, Allah'a giden yolu kapatan, dini Allah'a has kılmayı ve Allah ve Resulüne tabi olmayı önleyendir. Bu cinî ve insî şeytan olabileceği gibi ağaç, beton, taş, mezar, inek, para, ateş, vs. de olabilir.

   Tağutların başı beş tanedir: 

   1) Allah'dan başkasına ibadete çağıran şeytandır:  Allah'u tealâ şöyle buyuruyor:

   "Ey ademoğlu! Ben size apaçık düşmanınız olan şeytana değil yalnız bana ibadet edin dosdoğru yol budur, diye bildirmedim mi?"  (Yasin: 60-61)

   2) Allah'ın hükmünü değiştiren zalim idareciler. Allah'u tealâ şöyle buyuruyor:

   "Sana ve senden öncekilere indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyormusun? Reddetmeleri emrolunmuşken tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor."  (Nisa: 60)

   3) Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler: Allah'u tealâ şöyle buyuruyor:

   "Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirlerin tâ kendileridir." (Maide: 44)

   4) Gaybı bildiğini iddia eden kişidir: Allah'u tealâ şöyle buyuruyor:

   "Görülmeyeni bilen Allah, görülmeyene kimseyi muttali kılmaz. Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu, seçtiği kimseler başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyiciler (gözetleyiciler) dizer." (Cin: 26-27)

   5) İnsanları kendisine ibadete çağıran, insanları Allah'ın indirdiği kanunlardan başka bir kanunla muhakeme olmaya zorlayandır. Allah'u tealâ buyuruyor:

   "Bunlar içinde kim "Ben Allah'dan başka bir ilâhım" derse işte onu cehennemle cezalandırırız. Zulmedenlerin cazasını böyle veririz." (Enbiya: 29)

“Onların çoğu ortak koşmadan Allah’a inanmazlar.” [Yusuf: 106] Allah (c.c) bu ayette içinde şirkin bulunduğu imanı kabul etmeyeceğini ve insanların çoğunun da bu şekilde ibadetlerine şirk karıştırarak iman ettiklerini bildiriyor. Fakat Allah insanların çoğunun bunu yapmasını mazeret olarak kabul etmemiş, onları müslüman olarak isimlendirmeyip müşrik olarak isimlendirmiştir. Çünkü Allah ancak kendisine şirksiz olarak yapılacak iman ve ibadeti kabul eder.

Sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi: “Andolsun ki eğer (Allah’a) ortak koşarsan amelin boşa çıkar ve ziyana uğrayanlardan olursun’.” [Zümer: 64-65] 

ِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ   {إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّه ِأَمَرَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاه ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَالنَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ} سورة يوسف: 40

 "Hüküm vermek yalnız Allah'a aittir. Kendisinden başkasına değil, yalnız O'na ibadet etmenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din de budur. Fakat insanların çoğu bilmez." [Yusuf: 40]

   Allah hüküm ve yasama konusunda hiç bir ortak kabul etmez. Hüküm yalnız O'na aittir. Hüküm vermede başkasının hiçbir yetkisi yoktur. Helâl (serbest) Allah'ın helâl kıldığı, haram (yasak) da Allah'ın haram kıldığıdır. Geçerli olan din Allah'ın indirdiği dindir. Geçerli olan hüküm de Allah'ın koyduğu hükümdür.

Bir insanın müslüman olması için şirkten uzak durması gerektiği gibi şirk ehlinin düşünce ve hareketlerinden ve onlara benzemekten de kaçınması, onları sevmemesi, onlarla dostluk kurmaması gerekir.

   "Allah, kendi (dini) ne yardım edene elbette yardım eder. şüphesiz Allah, kuvvetlidir, galiptir. Onlar (o kimselerdir) ki, kendilerine yeryüzünde iktidar verdiğimiz takdirde (zorbaların yoluna sapmazlar, bilakis) namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir."      {Hac sûresi, âyet: 40-41}

Anasayfaya Dön

Aksa Haber

Arapça Haberler

Çeçenistan'dan Haberler 

Hak Söz Haber
 
İktibaslar

İncelikler Peygamberi

İktibaslar Arşivi
 
Linkler
 SEVDE
Hakk TV
HAKK RADYO
Gıda Raporu
Vahdet
Gazetem.com
Erenköy
Karatay
Delikan Forum
Ayetler.com
 

Program Arama Motoru:

 

Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa’nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz?
Yok, yok! Sefihâne taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi i’dam ediyorsunuz.
Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibâınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır.»
(Saidi Nursî, Lem’alar sh: 120)

 

 

Copyright ©  Muhacir  2003 Almanya         (Yenileme Tarihi 28 Şubat 2006 )