بِسْمِ
اللهِ
الرَّحْمنِ
الرَّحِيمِ
"لاَ
إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ قَد تَّبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ فَمَنْ
يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِن بِاللّهِ
فَقَداسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَة الْوُثْقَىَ
لاَ
انفِصَامَ لَهَا وَاللّهُ
سَمِيعٌ عَلِيمٌ "
سورة البقرة256
|
Dinde zorlama yoktur. Doğruluk ile sapıklık
birbirinden kesinlikle ayrılmıştır. Kim Tağut'u, azgınlığı reddederek
Allah'a inanırsa kopması sözkonusu olmayan, sapasağlam bir kulpa
yapışmıştır. Hiç kuşkusuz Allah herşeyi işitir, herşeyi bilir.
Tağut;
hakka, hakikate ve imana karşı gelen Allah'u
tealâ'nın kulları için çizdiği nizamı ve sınırları aşan her şeyi ifade
eder. Tağut bir şahıs olabileceği gibi, Allah nizamından alınmamış her
türlü sistem, Allah'a bağlanmayan her çeşit fikir, düşünce, adet ve
alışkanlık da olabilir. Kim bütün bunları ne şekilde olursa olsun
reddeder ve yalnız Allah'a iman edip bağlanırsa ve sadece Allah'u
tealâ'nın kanun ve nizamlarını kabul eder ve tüm yaşantısını buna göre
düzenlerse hiç şüphe yok ki kurtulmuştur... Ve onun kurtuluşu kopmak
bilmeyen sağlam bir kulpa bağlanan kişinin ki gibidir.
"Tağutu reddedip..."
Ayet-i kerimenin bu kısmı "lailahe" nin
manasıdır. Dikkat edilirse ayette tağutu reddetmeden kopmak bilmeyen
sağlam bir kulpa tutunmanın söz konusu olmadığı belirtiliyor. Yani bu
durumda kişi imandan mahrumdur. Zira "sağlam kulpa tutunma" diye
belirtilen şey imanın tâ kendisidir.Tağutu reddetmeden iman etmek hiç
bir zaman mümkün değildir.
Tağut genel olarak: kendisine ibadet ettirmek,
tabi olunmasını istemek, itaate zorlamak suretiyle haddini aşan mahluk
demektir. Tağutu şöyle de tarif edebiliriz: İnsanı Allah'a ibadetten
alıkoyan, Allah'a giden yolu kapatan, dini Allah'a has kılmayı ve Allah
ve Resulüne tabi olmayı önleyendir. Bu cinî ve insî şeytan olabileceği
gibi ağaç, beton, taş, mezar, inek, para, ateş, vs. de olabilir.
Tağutların başı beş tanedir: |
1) Allah'dan başkasına ibadete çağıran
şeytandır:
Allah'u tealâ şöyle buyuruyor: |
"Ey
ademoğlu! Ben size apaçık düşmanınız olan şeytana değil yalnız bana
ibadet edin dosdoğru yol budur, diye bildirmedim mi?"
(Yasin: 60-61) |
2) Allah'ın hükmünü değiştiren zalim
idareciler.
Allah'u tealâ şöyle buyuruyor: |
"Sana ve senden öncekilere indirilenlere
inandıklarını iddia edenleri görmüyormusun? Reddetmeleri
emrolunmuşken tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları derin
bir sapıklığa düşürmek istiyor."
(Nisa: 60) |
3) Allah'ın indirdikleriyle
hükmetmeyenler: Allah'u tealâ şöyle buyuruyor:
|
"Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler
kâfirlerin tâ kendileridir." (Maide: 44) |
4) Gaybı bildiğini iddia eden kişidir:
Allah'u tealâ şöyle buyuruyor: |
"Görülmeyeni bilen Allah, görülmeyene
kimseyi muttali kılmaz. Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı
olduğu, seçtiği kimseler başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına
izleyiciler (gözetleyiciler) dizer."
(Cin: 26-27) |
5) İnsanları kendisine ibadete çağıran,
insanları Allah'ın indirdiği kanunlardan başka bir kanunla muhakeme
olmaya zorlayandır. Allah'u tealâ buyuruyor: |
"Bunlar içinde kim "Ben Allah'dan başka bir
ilâhım" derse işte onu cehennemle cezalandırırız. Zulmedenlerin
cazasını böyle veririz."
(Enbiya: 29)
“Onların çoğu ortak koşmadan Allah’a inanmazlar.”
[Yusuf: 106] Allah (c.c) bu ayette içinde
şirkin bulunduğu imanı kabul etmeyeceğini ve insanların çoğunun da
bu şekilde ibadetlerine şirk karıştırarak iman ettiklerini
bildiriyor. Fakat Allah insanların çoğunun bunu yapmasını mazeret
olarak kabul etmemiş, onları müslüman olarak isimlendirmeyip müşrik
olarak isimlendirmiştir. Çünkü Allah ancak kendisine şirksiz olarak
yapılacak iman ve ibadeti kabul eder.
Sana ve senden öncekilere şöyle
vahyedildi: “Andolsun ki eğer (Allah’a) ortak koşarsan amelin
boşa çıkar ve ziyana uğrayanlardan olursun’.” [Zümer: 64-65] |
ِسْمِ
اللهِ
الرَّحْمنِ
الرَّحِيمِ
{إِنِ الْحُكْمُ إِلاَّ لِلّه ِأَمَرَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاه
ذَلِكَ الدِّينُ الْقَيِّمُ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَالنَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ}
سورة يوسف:
40
"Hüküm vermek yalnız Allah'a
aittir. Kendisinden başkasına değil, yalnız O'na ibadet etmenizi
emretmiştir. Dosdoğru olan din de budur. Fakat insanların çoğu
bilmez." [Yusuf: 40] |
Allah hüküm
ve yasama konusunda hiç bir ortak kabul etmez. Hüküm yalnız O'na
aittir. Hüküm vermede başkasının hiçbir yetkisi yoktur. Helâl
(serbest) Allah'ın helâl kıldığı, haram (yasak) da Allah'ın haram
kıldığıdır. Geçerli olan din Allah'ın indirdiği dindir. Geçerli olan
hüküm de Allah'ın koyduğu hükümdür. |
Bir insanın
müslüman olması için şirkten uzak durması gerektiği gibi şirk
ehlinin düşünce ve hareketlerinden ve onlara benzemekten de
kaçınması, onları sevmemesi, onlarla dostluk kurmaması gerekir. |
"Allah,
kendi (dini) ne yardım edene elbette yardım eder. şüphesiz Allah,
kuvvetlidir, galiptir. Onlar (o kimselerdir) ki, kendilerine
yeryüzünde iktidar verdiğimiz takdirde (zorbaların yoluna sapmazlar,
bilakis) namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler,
kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a
aittir." {Hac sûresi,
âyet: 40-41} |
Anasayfaya Dön |