“İki Ahmet farkı”na derin gazete cevabı!
Önceki günkü manşetimize,
“devlet gazetesi”nden cevap gecikmedi..
“Derin devlet olmalı”
diye yazılar kaleme almaktan çekinmeyen genel yayın
yönetmeninin gazetesinden, manşetten verildi cevap..
Bizim manşetimiz, “İki Ahmet
farkı” şeklinde..
Manşetimizde; Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile İran
Cumhurbaşkanı Ahmedinejad arasında devlet-millet sorunlarına
bakış açısı farklılıklarına dikkat çekiliyor.
4 başlık altında somut farklara
yer verilmiş manşetimize, Hürriyet’in verdiği cevap haberde
ise başlık şöyle: “İki Ahmet fark gün gibi ortada”
Bir soru sorulduğunda, çevreden
kopya beklerken zaman kazanmak isteyen haşarı öğrenciler olur;
“Şununla şunun ne farkı var?” dediğinizde, klasik bazı
cümlelerle zaman doldurmaya çalışır: “Efendim, onlar
arasındaki fark çok açıktır..”
“Eeee, peki onlar nedir?”
diye sormayın, çünkü etraftan kopya intikalini önlediyseniz,
vereceği cevap yoktur.
Hürriyet de, Vakit’in iki
cumhurbaşkanı arasında fark olarak aktardığı noktalara tek bir
cevap veremeden, iki fotoğraf yayınlayarak, farkı bulduğunu
ilan ediyor!
Türkiye’nin, tanklarını bile
küçücük İsrail’e modernize ettirdiği gerçeği ile ilgili bir
cevap var mı? Yok!
Nükleer gelişimini tamamlama
eleştirisi ile ilgili bir cevap var mı? Yok!
Ülkemizin her konudaki dışa
bağımlılığını göz ardı edip, kendi insanımızı düşman gibi
görme hastalığına yönelik bir cevap var mı? Yok!
Emperyalist devletlere karşı dik
duruş sergileme ile ilgili eleştirilere cevap var mı? Yok!
Onların cevabı; Ahmedinejad’ın
bir kürsüde konuşma yaparken, bir ayağındaki ayakkabısını
çıkarıp, diğer ayağına yaslamış olması!
Ahmedinejad bir ayağını diğerine
yaslamış iken çekilmiş fotoğrafının yanında ise, Türkiye’nin
Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer, takım elbisesi ile kürsüde
gösteriliyor!
Böylece İran’ın Türkiye’ye
değil,Türkiye’nin İran’a fark attığı izlenimi verilmek
isteniyor!
Aman ne büyük fark, ne büyük
fark!
Ahmedinejad’ı saatlerce
izlemişler, 15 saniyelik bir görüntüsünü çekip, şimdi bunu
fark olarak bize takdim ediyorlar!
Afferin be size!
Ama hiç farkında değiller,
yayınladıkları fotoğrafla bile, Vakit’in manşetini
doğruluyorlar..
Bakın Hürriyet’teki fotoğrafa..
Ahmedinejad, konuşma yaptığı İran halkına yüzünü dönmüş,
onların gözünün içine bakarak, onlardan birisi olarak
konuşuyor!
Ya Ahmet Sezer? Hürriyet’in
yayınladığı fotoğrafta bile, Sezer önündeki kâğıda bakarken
görüntülenmiş!
Biri halkın yüzüne bakıyor,
diğeri ise önündeki kâğıda!
Diyecekler ki; Sezer’in
fotoğrafı, anı defterine mesaj yazılırken çekilmiş bir
fotoğraf...
İyi de, o fotoğrafı ben seçmedim
ki.. Milletle uyumlu olmadığı eleştirisine muhatap olan
birisini savunacaksanız, halkla iç içe olmuş, halkın yüzüne
bakarak yapılmış bir konuşma sırasındaki fotoğrafını
yayınlayacaksınız!
Tabii, Sezer’in halka hitap
ederken, önündeki kâğıda bakmadan konuştuğu bir fotoğrafını
bulabilirseniz..
Cumhurbaşkanlığı makamına
oturalı 6 yılı nerede ise tamamlamak üzere ama, daha bir defa
çıkıp halkla sohbet etmemiş!
Halkın huzuruna çıkıp, irticalen
bir konuşma yapmamış..
Bir gazeteciyi davet edip,
“İstediğin soruyu sor, cevaplayayım” dememiş...
Ama Hürriyet’in gözünde, bugün
övülecek bir cumhurbaşkanı..
Ya dün ne diyorlardı Sezer için?
Tarih tarih vereyim.. 1 Eylül
2002: “Uçan Anayasa pahalıya patladı. MGK’daki kavgayla
başlayan kriz, Türk ekonomisinde 2’nci Dünya Savaşı’ndan bu
yana en yüksek küçülmeyi yaşattı”..19 Şubat 2002:
“Anayasa fırlatma olayının yıldönümü.. Kavga faturası 52
milyar dolar”..Aynı günlü gazetenin iç sayfasında da, bir
yanda Sezer’in, diğer yanda Ecevit’in resimleri konulup,
başlık atılmış: “Anayasa uçtu, 51 milyar dolar cepten
gitti”..
Daha başka örnekler de vereyim
mi Hürriyetçiler?
Ama eminim, hangi örneği
verirsek verelim, Ahmet Sezer ile Ahmedinejad arasındaki farkı
anlayamayacaksınız.. Çünkü olaylara, “halk”ın penceresinden
değil, “derin devlet” penceresinden bakıyorsunuz!
Ali Karahasanoğlu 17.04.2006 Vakit
Geri dön