Her kim kabul edip alırsa Demakrasi adındaki ilmi yunanı, bilsin ki
inkâr etmiştir nuru Kur'anı!..
(Mustafa Çelik) |
"Kerametlerin en büyüğü kötü ahlâkını değiştirmendir." {Sehl b.Abdullah
R.a.} |
"Din ile Devlet ikizdir. Bunlardan birisinin kalkması; diğerinin de
kalkması demektir. Kökü olmayan yıkılmaya mahküm olduğu gibi bekçisi
olmayan temel de yıkılır, yok olur." {İsmail Hakkı Bursevî Rh.a.} |
"Bugün İslam adına ortaya çıkmış olan hareketlerle, saadet asrında
oluşan hizbullah arasında büyük tezatlar vardır. Bunun sebebi şudur:
Bugün İslam coğrafyasında ortaya çıkmış olan birçok İslamî grubun
zaafiyet ve sapıklığı devletleşme devrelerinin bulunmamasından ileri
gelmektedir. Bazıları tevhidden bahsediyorlar, ama devlet ve hilâfet
noktasında susmayı tercih ediyorlar, öte yandan içerisinde
yaşadıkları müşriki devletin yıkılmasından, tağutlaşan idarecilerin,
kralların ümmetin idaresinden uzaklaştırılmalarından hiç bahsetmiyorlar.
Dolayısıyla çalışma programlarına devletleşme devresini alamayan bu
grublar, Tağutların ve Kralların hakimiyeti altında cahiliyye devletine
katkıda bulunmaya, cahiliyye devletinin istek ve arzularına ortak olmaya
çalışan ruhsuz ve huysuz bir neslin ortaya çıkmasına vesile olmuşlardır.
Bu münasebetle diyoruz ki; devletleşme devresi olmayan hareketler,
Tağuti düzen için güvenlik sibobu olmaktan öteye geçemezler.
{Mustafa Çelik} |
|
Sıkışanlar
İnsanların birbirlerine
olan sıkışıklığı, kalabalıkların sıkışması, alacaklıların sıkıştırması ile
olamaz. Asıl sıkıştırma, rejim ile inanç arasında gerçekleşir. Rejimin
sundukları ile, inancın tepkileri ile olur. Bu, hayatının gayesi olur.
İnsan ne yapacağını bilmez, inanca bağlı kalsa rejimsel mesele sıkıştırır.
Rejimi tercih etse, Allah'a giden yollar kapanır. Şöyle ki:
Müslümansın, İslâm'ı
yaşamak istiyorsun. İlk adımda karşına başörtüsü çıkıyor. Başını açmazsan,
okul okuma imkânın yok. Açarsan, Allah'a hesap veremezsin. "Okuyunca tevbe
ederim. Mesleği icra ederken kapanırım" sözleri, tercihini rejimden yana
kullanmaktır. O da, Allah'a giden yolda engeldir. İnsan ömrü yirmidört
saattir. Yarına kimse garanti veremez. Sıkışıp makasta kalmaktadır.
Müslümanın bugünkü halini
düşünün. Her lokması haram ve faiz olan bir sistemin içinde ticaret
yapmaktasın. Banka faizi, alışveriş faizi, kredi kartları faizi... Böyle
bir ortamda faiz alsan Allah soracak, almasan işler kalacak. Sistemin ince
düğümündedirler. Onlara hizmet etmektedirler. Buna karşı Müslüman,
şeytandan kaçar gibi kaçması, ifritten ürker gibi ürkmesi lazım. Ama
sistemin içindesin, ona ayak uydurmaktasın. “Faizi fukaraya, nemalanmaları
kurumlara veriyoruz” sözü, sıkışmada dünyayı tercih sözleridir.
Hayatın akışı içindesin.
Çocuklarını evlendireceksin, orada da iki yay arasındasın. Rejim, içki ve
dans ile teşvik ederken; inanç, Allah'ın haram kıldığı bir şeyi yasaklar.
Müslüman içkide, kumarda, dansta olamaz. Olursa, tercihini rejimden yana
kullanmış olur. Helal lokmasını haram yapamaz. Her şeyden önce bunlar
tercihlerdir. Ya Rabbe yaklaşma ya da rejimden yana olma... Esas
sıkışanlar, hem Müslüman hem de rejimden yana olanlardır. Yolları
tehlikeli ve de zordur. Tevbe ederim derken, o yolda gitmek de vardır.
Oğlunu okuturken engel
görülmüyor. Ya kızını nasıl okutacaksın?.. Allah tesettürü emrederken,
rejim yasaklıyor. Sen hangisini tercih edeceksin? Bir tarafta mevki,
makam, şan, şöhret, kızının istikbali; diğer tarafta Allah'ın kat'i
emirleri... Bura tercih noktasıdır. Rejimden yana mısın, Allah'ın emrinden
yana mısın?.. Rejim; dünyalığı verirken, ahireti kapatıyor. Sen hangisini
tercih ediyorsun?
Dünya bir cihad
ortamında, var olma-yok olma kavgasında... Her yerde zulüm, her mevkide
zalim.. Müslüman, inancı ile bunlar arasına sıkışmış. Müslümanım
diyemiyor, kardeşlerinden olamıyor. Onlara yardım edemiyor. Tercih yapsa
da ulaşamıyor. Gideceğim dersen yol vermiyor, yardım için fırsat
verilmiyor. Anlayacağın; Müslümanlar kesişme noktasındalar. Sıkışmış
durumdalar. Allah yardımcıları olsun.
Duran Kömürcü 01.05.2006 Vakit
|
İktibaslar |
Linkler |
"EY MÜSLÜMANLAR! İslam'ın meselelerini saklamayın, tahrif edip de
değiştirmeyin. İslam'ın düşmanlarına yaranmak, yağ çekmek veya talep ve
arzularını yerine getirmek, makam ve mevki elde etmeyi, mevcut makam ve
maaşı elden kaçırmamayı göz önüne getirerek, taviz verir müsamaha
gösterirseniz davayı kaybedersiniz!" |
"Allah davasını savunanlar hep hakkı tebliğ etmişler, tağutu savunanlar
ise hakkı tebliğ edenlere hep işkence edegelmişlerdir!" |
Ey bu vatan
gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa’nın size ettikleri
hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl
efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz?
Yok, yok! Sefihâne taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak
onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi i’dam
ediyorsunuz.
Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında
yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibâınız, milliyetinize karşı
bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır.» (Saidi Nursî, Lem’alar sh: 120) |
|