Hicret

Tevhid

Gençlere

İslam Düşmanlığı

Makaleler

Ben Irak`lı Bir Çocuğum

Filistin'de Çocuk Olmak

Download

Sohbet Dinle

Resimler

Mukaddes Yerlerden Resimler

Duvar yazıları

Ziyaretçi Defteri

E-M@ail

Tefsir ve Kitaplar

  Kur'an-i Kerim Dinle

Fizilal'il Kur'an Tefsiri

   Elmalı'lı Tefsiri

 Tasavvuf

   İslam'da Kadın ve Özel Halleri

  Küfür Sözler

 Şeytanın Hileleri

İslam'daTesettür

  İslam'da Sakal Bırakmanın Lüzumu

İslami Hareket Metodu

Küfür Tek Millettir

İşte Müslüman

Yesak (Beşerî Anayasa)

Dünden Bugüne Hilâfet

 Fikh-ul Ekber

Bilinmeyen Osmanlı

Dokunmayın Bacıma

Osmanlıca Yazılar

Peygamberler Tarihi پيغمبرلر تاريخي

    Vesile Hakkında         وسيله حقنده 

Almanca Kitaplar

  Der Wahre Muslim

 Die Grundlage Der  Islamischen Religion

 Die Grossen  Sünden

Hikmetli Sözler

Her kim kabul edip alırsa Demakrasi adındaki ilmi yunanı, bilsin ki inkâr etmiştir nuru Kur'anı!.. (Mustafa Çelik)

 

"Kerametlerin en büyüğü kötü ahlâkını değiştirmendir." {Sehl b.Abdullah R.a.}

 

"Din ile Devlet ikizdir. Bunlardan birisinin kalkması; diğerinin de kalkması demektir. Kökü olmayan yıkılmaya mahküm olduğu gibi bekçisi olmayan temel de yıkılır, yok olur." {İsmail Hakkı Bursevî Rh.a.}

 

"Bugün İslam adına ortaya çıkmış olan hareketlerle, saadet asrında oluşan hizbullah arasında büyük tezatlar vardır. Bunun sebebi şudur: Bugün İslam coğrafyasında ortaya çıkmış olan birçok İslamî grubun zaafiyet ve sapıklığı devletleşme devrelerinin bulunmamasından ileri gelmektedir. Bazıları tevhidden bahsediyorlar, ama devlet ve hilâfet noktasında susmayı tercih ediyorlar, öte yandan içerisinde  yaşadıkları müşriki devletin yıkılmasından, tağutlaşan idarecilerin, kralların ümmetin idaresinden uzaklaştırılmalarından hiç bahsetmiyorlar. Dolayısıyla çalışma programlarına devletleşme devresini alamayan bu grublar, Tağutların ve Kralların hakimiyeti altında cahiliyye devletine katkıda bulunmaya, cahiliyye devletinin istek ve arzularına ortak olmaya çalışan ruhsuz ve huysuz bir neslin ortaya çıkmasına vesile olmuşlardır. Bu münasebetle diyoruz ki; devletleşme devresi olmayan hareketler, Tağuti düzen için güvenlik sibobu olmaktan öteye geçemezler. {Mustafa Çelik}

 
Edelman olsa da bu haberi yalanlasa!

Türkiye ve dünya medyası, birkaç gündür, Irak'ın Mahmudiye bölgesinde yaşanan korkunç vahşeti tartışıyor. ABD askerleri, 12 Mart 2006'da, 15 yaşındaki Ebir Kasım Hamza adlı kızın evine girerler. Ailenin diğer fertlerini bir odaya kilitlerler. Iraklı kıza tecavüz ederler. Sonra kafasından vurup öldürürler. Ardından cesedini ateşe verirler. Durmayıp, odaya kilitledikleri annesini, babasını ve 5 yaşındaki kız kardeşini de kafalarından vurarak öldürürler. Üç askerden ikisi direnişçiler tarafından ele geçirilir ve öldürülür. Diğeri, iddialara göre vicdan azabı, ama gerçekte korkudan olanları anlatmak zorunda kalır. Direnişçilerin aynı tarihteki açıklamasında ise, eve üç askerin değil, 10-15 askerden oluşan bir birliğin girdiği belirtiliyor.

Medyanın olayı ele alış tarzına dikkat edelim: Vahşetin ürkütücü boyutları, en önemlisi de işgal altındaki Irak'ta bu tür olayların ne kadar yaygın ve sistematik olduğu sorgulanmıyor. Askerin vicdan azabı, Amerikan adaletinin göstergesi olan soruşturma süreci, askerin ne kadar ceza alacağı öne çıkarılıyor. Asker kötü, ABD iyi tezi işleniyor. İşgalin ilk günlerinden bu yana işkence ve tecavüz vakalarının ne boyutta olduğu, ABD yönetiminin bunu önlemek için hiçbir şey yapmadığı, göstermelik soruşturmalar açarak kamuoyunu uyuttuğu, soruşturmalardan hiçbir sonuç çıkmadığı, insan ırkına yönelik benzer saldırıların işgalden çok daha acı verici olduğu sorgulanmıyor. Her zaman olduğu gibi, "münferit vaka" teması işleniyor. Hadisa'da 24 sivili kurşuna dizen askerlerle ilgili soruşturmadan da, bu olaydan da bir şey çıkmayacak. Şimdiden tecavüzcü askerin deli olduğu, bunalıma girdiği ve sarhoş olduğu işlenmeye başlandı.

Arşivime baktım: Benzer gibi o kadar olay var ki. Hiç biri, yaşananları durdurmak için dünyayı harekete geçirmeye yetmedi. Gizli işkence merkezindeki çocuklar ve kadınlar, kaçırılan kız ve erkek çocukların akıbeti, belgelenmiş somut olaylar, hiç biri. Mesela; 9 Haziran 2004'te 18 ABD askerinin 14 ve 15 yaşlarında iki kız kardeşe tecavüz edip daha sonra birini kafasına kurşun sıktığı Irak'taki Es Sabah gazetesinde ve El Cezire'de yayınlandı. Olayı örtbas eden ABD, suçlamaları geri çevirdi.

21 Kasım 2003'te akşam dokuz civarında komşudan gelirken ABD askerleri tarafından sokağa çıkma yasağına uymadıkları için gözaltına alınan Feride Buyut (38) ve kızı Havva (13) 1 Aralık'ta Bağdat çevresindeki kırsal alanda ölü bulundu. Defalarca tecavüz edilip işkenceye tabi tutulmuş, ardından da kafalarından kurşunlanmışlardı.

Bir başka örnek: Samarra'da, iki ay önce tecavüze uğramış ve psikolojik tedavi gören 9 yaşındaki bir kız, ABD askerleri tarafından bir kez daha ailesinin gözleri önünde zorla alıkonuldu ve bilinmeyen bir yere götürüldü. Direnişçi diye tutuklanan Iraklı erkeklerin tüm kadın akrabaları işgalci askerler tarafından alıkonuluyor. Bunlara ne olduğunu bilen yok. Sokaktan kaçırılan ve ABD üslerine götürülen kadın ve kızlardan öldürülmeyenlerin günler sonra perişan halde döndükleri söyleniyor. Bazıları da "namus" gerekçesiyle aileleri tarafından öldürülüyor. En genç mağdure 9, en yaşlısı ise 64 yaşında. Binlerce tecavüz vakası bulunuyor.

2003 yılında Irak'ın Samarra kenti ayağa kalktı. ABD ordusu 54 sivili öldürdü. Samarra halkı, ABD askerlerinin 15-20 yaşında 30 kızı kaçırıp tecavüz etmeleri sonucu ayaklanmıştı. 2 Aralık 2003'te bu olayı yansıttığımızda çok ağır bir baskıyla karşılaştık. Türkiye'deki bazı çevrelere Büyük Ortadoğu Projesi'ni ve Osmanlı Modeli'ni nasıl anlatacaklarına dair brifinglerle meşgul olan dönemin ABD Büyükelçisi Eric Edelman'ın linç girişimlerini unutmuyorum. Tabiî buna alkış tutanları da...

ABD Büyükelçiliği'nin bu olayla ilgili 23 Ekim 2003 tarihli açıklaması şu an önümde. Türk-Amerikan ilişkilerini bozmakla, porno sitelerinden haber yapmakla suçlandık. Kendi gazetemizde bu habere yönelik eleştirileri yeterli bulmayan Edelman'ın linç girişimi, çirkin bir boyut aldı. Hürriyet gazetesine ardı ardına sipariş haberler yayınlattı.

Ancak bu haberden sonra Irak'ta aslında neler yaşandığı ortaya çıktı. Bütün kirli işler, işkence merkezleri, kayıplar, tecavüz dosyaları birer birer ortaya çıktı ve dünyayı sarstı.

Hâlâ devam ediyor. Devlet terörü, işkence, tecavüz, suikast, sabotaj, katliam, 'ABD-İngiliz-İsrail cephesi'nin en etkili savaş yöntemi. Devam edecek de. O zaman, ABD adaletini, tecavüzcü askerin vicdanını bir tarafa bırakıp, insan ırkını hedef alan bu uğursuz dalgaya karşı hep birlikte mücadele edelim.

İbrahim KARAGÜL 6 Temmuz 2006 Yeni Şafak

Aksa Haber

Arapça Haberler

Çeçenistan'dan Haberler 

Hak Söz Haber

 

İktibaslar

Karikatür krizi ve Da Vinci Şifresi: Müslümanlar tepki göstermeli mi?

Bir Devlet Kurmak

Özür, özürlülük ve özürlülere dair...

Ahmedinecad Bush'u İslam'a mı davet etti?

Siyaset ve yönetim

Münafık kontenjanından Arabistan'a bir iki!..

Ev’e dönüş

Sıkışanlar

Türkiye'deki İslamofobi, Batı'dakinden berbat!

İncelikler Peygamberi

Danimarka’yı bırak Vatikan’a bak!

“İki Ahmet farkı”na derin gazete cevabı!

Problemimiz rejimseldir

Firavun da öyle yapmıştı

Yoksa, İran‘ın atom bombası var da, zamanı geldiğinde mi açıklayacak?

Sıra Hz. Peygamber’i çalgıyla anmaya mı geldi?

Bu şarkı burada biter mi?

İktibaslar Arşivi

 

Linkler

SEVDE

Hakk TV

Hak Radyo

Bedir Hac Kervani
Cundullah.com

Gıda Raporu

Vahdet

Gazetem.com

Erenköy

Karatay

Delikan Forum

Ayetler.com

 

Program Arama Motoru:

 

"EY MÜSLÜMANLAR! İslam'ın meselelerini saklamayın, tahrif edip de değiştirmeyin. İslam'ın düşmanlarına yaranmak, yağ çekmek veya talep ve arzularını yerine getirmek, makam ve mevki elde etmeyi, mevcut makam ve maaşı elden kaçırmamayı göz önüne getirerek, taviz verir müsamaha gösterirseniz davayı kaybedersiniz!"

 

"Allah davasını savunanlar hep hakkı tebliğ etmişler, tağutu savunanlar ise hakkı tebliğ edenlere hep işkence edegelmişlerdir!"

 

Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa’nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz?
Yok, yok! Sefihâne taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi i’dam ediyorsunuz.
Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibâınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır.»
(Saidi Nursî, Lem’alar sh: 120)

Sevdalist

Ayvent.Net Kaliteli Siteler Listesi

İLAHİ MESAJ" LİNK BANKASI"

 

 

Copyright ©  Muhacir  2003 Almanya         (Yenileme Tarihi:06 Mayıs 2006 )