"Bu iğrenç
gösteriyi oturup seyredecek ne suç işledin?"
Wallerstein,
(bugünkü Düşünce Gündemi'ne aldığımız en son yazısında) Bush
Amerikası'nın Irak'a barbarca yerleşmesinin en temel nedenlerinden
birinin, özetle, "bütün dünyayı korkutmak, dize getirmek ve
Amerika'ya boyun eğdirmek olduğunu" söylüyor. Aynı şeyin İsrail
üzerinden gerçekleştirilmeye çalışıldığını da ima ediyor. Ama biz
bütün bunları göremiyoruz; ya da görmek istemiyoruz nedense.
Belki de böyle
bir şeyin tahayyül bile edilemeyeceğini düşündüğümüz için olsa
gerek. Ne de olsa, Amerika, özgürlükler ülkesi! Ne de olsa Amerikan
rüyası diye bir şey var ve Amerika bu rüyayı bütün dünyaya yaymak
istiyor, diye düşünüyoruz safça, salakça ve de asalakça!
Uygarlıklar,
"bir gecede" çökmezler. Çöküş işaretleri belirginleşmeye başladığı
ândan itibaren, bir yandan, büyük, hastalıklı bir narsizm duygusuyla
yaşayarak, yapıp ettiklerinin azametiyle övünürler; öte yandan da,
bu azametin gerisinde büyük bir talan, yalan ve hırsızlığın
yattığını bilmiyorlarmışçasına hareket ederler ve bu yüzden, bu
sözümona büyüklüğü, azameti kabul etmeye yanaşmayanlara karşı
azmanlaşır, saldırganlaşır ve barbarlaşırlar. Tıpkı Grekler,
Romalılar ve Avrupalılar gibi.
Güce ve güç
üzerinden üretilen şiddete tapan pagan uygarlıklar, her zaman
güçlerinin tam zirvesindeyken çökmüşlerdir. Tıpkı pagan Grekler,
tıpkı pagan Romalılar, tıpkı modern pagan Avrupalılar gibi.
İşte şu ân
dünyanın jandarması rolünü oynayan eski Roma'nın klonlanmış ve biraz
daha şişirilmiş, açgözlü, doymak bilmez postmodern pagan versiyonu
Amerika da tam böylesi bir çöküş sürecinin eşiğine sürüklenmiş
durumda: Yüzyıldır yaşanan bir yükselme ve çöküş süreci bu: Önce
yüzyıl boyunca Latin Amerika ülkelerine kan kusturdular; ardından
İkinci Dünya Savaşı'ndan itibaren Pasifik'e, Atlantik'e ve özellikle
de son çeyrek asırdır İslâm coğrafyasına derinlemesine ve bütün
askerî güçleriyle yerleşerek kan kusturuyorlar.
Bugün Amerikan
uygarlığını ve barbarlığını bekleyen traji-komik son da, tıpkı
güçlerinin zirvesindeyken çöken Greklerin ve özellikle de
Romalıların sonuna çok benziyor.
Çağımızın cins
kafalarından Lewis Mumford, bu paralellikleri adeta bir sanatçı
duyarlığı ile şöyle tasvir ediyor:
"Grek
uygarlığının çözülüşü, öylesine sarsıcı bir hızla gerçekleşti ki,
Greklerin en zeki beyinleri bile, başlarına gelenleri
bilemiyorlardı. Yoğun bir kültürel canlanma dönemi sırasında patlak
verdiği için, çöküş, tam anlamıyla şoke edici olmuştu. Yozlaşma ve
şiddet dalgası, hayatın organik yapısını paramparça etti. Her ne
kadar, dış kabuk bütünlüğünü koruyor gibi görünse de, ruh, çökmüştü.
Sonunda, Greklerin çöküşü kaçınılmaz olmuştu."
Mumford'ın eski
Roma tasvirleri ve tahlilleri yeni Roma Amerika'ya ne kadar da
benziyor öyle. İşte birkaç pasaj:
"Yemek-içmek,
inşa etmek, çiftleşmek, savaşmak ve yönetmek: Romalıyı Romalı yapan
özellikler bunlar."
"O zamanlar,
Romalılar, kendilerini, tanrılar gibi yaşayan ve hatta insan gibi
yaşamayı terk eden kişiler olarak görüyorlardı."
"Siyasî olarak
Roma düzeni, bu dünyanın halklarını birleştirmiş, onlara barış ve
düzenli yönetim nimetini vermiş ve sonunda karşılıklı münasebet
kurabilmeleri için ortak bir dil, Grekçe, armağan etmişti. Ancak bu
birleşme, dayatılan bir birleşmeydi ve tek-taraflıydı; eşitler
arasında gerçekleştirilen bir ortaklık sistemi değil, her şeyi
kontrol altına almak isteyen bir inzibat sistemiydi. ... Roma'nın
bütün bu hukuk, adalet ve düzen gösterisinin gerisinde yağmacılık va
gasp olguları yatıyordu ve Roma sisteminin köşetaşı, insan
köleliliği sistemiydi."
"Roma düzeni,
baskıyla gerçekleştirilen bir düzendi."
"Terörizm,
şiddet ve şehvet düşkünlüğü, akıl almayacak ölçülerde organizeli ve
sistemli bir hâl almıştı. İnsanlar, inananın ruhunu öldüren ve
vicdanını karartan bu ustaca, büyük bir hünerle gerçekleştirilen
zorbalıklardan, işkencelerden intikam alma güdüsüyle büyük haz
alıyorlardı. Romalılar, estetik işkence ustaları olmuşlardı. Doymak
bilmez bir şekilde kurban arayışı, suç ve cinayetin alanını ve
anlamını alabildiğine genişletmişti."
Tüm bu olup
bitenlerin Roma'nın çöküşün habercisi olduğunu gören Seneca, Romalı
yurttaşlarına şöyle haykıracaktı: "Sen ey zavallı yurttaşım, sen, bu
iğrenç gösteriyi oturup seyredecek ne suç işledin?"
Yusuf KAPLAN
08.08.2006 Yeni Şafak
ykaplan@yenisafak.com.tr |