İsrail'in Lübnan saldırısını, ABD ve İsrail
üst yönetimi birlikte planladı. 17-18 Haziran tarihlerinde ABD
Başkan Yardımcısı Dick Cheney, İsrail eski Başbakanı Benjamin
Netanyahu, Bush'un akıl hocası Natan Şaransky arasında Colarado'da
yapılan toplantıda bütün ayrıntılar netleştirildi: İsrail Gazze ve
Lübnan'ı işgal edecek. Netanyahu, İsrail'e dönünce "eski
başbakanlar" toplantısı yapıldı. Netanyahu, Ehud Olmert, Ehud Barak
ve Şimon Peres gibi liderlerin katıldığı toplantıya bir Ariel Şaron
katılamadı.
Yapılan hazırlık, Filistin ve Lübnan'daki
direncin kırılması, sadece Hamas ve Hizbullah değil, İsrail
otoritesine karşı direnecek hiçbir gücün bırakılmaması, ABD
askerlerinin Lübnan işgaline iştirak etmesi ve Lübnan'a yerleşmesi,
böylece Suriye yolunun açılmasıydı. Bahaneleri İsrail üretti. Hiç
yoktan sivilleri öldürmeye başladı ve süreç başlatıldı. Amerikan
güçleri Lübnan'a yöneldi. Çok yakında Suriye cephesi açılacak.
Suriye ya çok kanlı bir cephe olacak ya da Büyük Ortadoğu Savaşı'nın
ana merkezi.
S. Arabistan'ın, Mısır'ın, Ürdün'ün,
Türkiye'nin Lübnan'a NATO gücüne onay vermeleri bu ülkelerin tuzağa
düştüklerinin ya da ABD-İsrail planlarına iştirak ettiklerinin
göstergesi. Afganistan ve Irak işgalinden sonra Lübnan'ın işgali de
bölge ülkelerinin desteğiyle gerçekleşiyor. Lübnan'a gelecek NATO
gücü, ateşkesi hedeflemeyecek. İsrail ve ABD için savaşacak.
Kendilerine yönelecek direnişi kırma görevi üslenecek. Bu NATO gücü
değil, Amerikan gücü olacak. Plana destek veren ülkelere şunu
soralım: Tamam; NATO gücü gelsin ama içlerinde ABD askeri olmasın!
ABD ve İngiltere bakalım bu planı kabul edecek mi? Bölge ülkeleri
kabul edecek mi? Etmeyecekler! Çünkü amaç saldırıların durdurulması
değil. Amaç, ABD-İngiliz emperyal gücünün Lübnan'a yerleşmesi. Bu
yeni bir işgal. Bir ülkenin daha ABD-İngiliz-İsrail cephesine kurban
edilmesi..
Uzun bir savaş olacak. ABD ön hazırlık olarak
bir yandan İsrail'in ateş gücünü kullanırken diğer yandan Arap
ülkelerini hizaya sokuyor, büyük istila harekatı için onlara
talimatlar yağdırıyor. Hem İsrail saldırganlığına karşı seslerini
kesmelerini istiyor hem de ABD ve İsrail'e yönelen kitlesel öfkeyi
bastırmalarını. Bunun için en iyi çözümü buldular. Şii-Sünni
ayırımı. Başarıyla uyguluyorlar. ABD ve İsrail bölgesel
müttefikleriyle birlikte kitleleri büyük bir tuzağa sürüklüyor.
Onlarca yıl sürecek bir hesaplaşmaya. Din adına, mehzep adına
ABD/İngiliz çıkarları için on binlerce insanın hayatını
söndürmeye...
Irak işgalinden bu yana, İsrail'i
hazırlıyorlardı. Bölgenin en büyük ateş gücüne sahip ülkesine Suriye
ve İran'a saldırı hazırlıkları kapsamında yığınak yapıyorlardı. ABD
yapımı yüzlerce GBU-28 bunker buster bombaları, Hizbullah
menzillerini vurmak için değil, doğrudan Suriye ve İran hedeflerini
vurmak için verildi. Lübnan bombardımanı başladıktan sonra askeri
mühimmat nakliyatı hızlandı. Şu anki silah yığınağı Lübnan için
değil, Lübnan sınırlarının ötesine yapılacak saldırılar için. ABD
Dışişleri Bakanı'na göre, Lübnan'a "uluslararası" Amerikan gücü
yerleştirme planı 60 ile 90 gün içinde gerçekleştirilecek. Bu gücün
amacı ateşkesi sağlamak olmayacakmış, Hizbullah'ı
silahsızlandıracakmış! Lübnan işgalinin ilk aşaması bu. Neden bunu
yapıyorlar? İsrail'e "dur" deseler duracak. Neden demiyorlar da
böyle bir güç yerleştiriyorlar? Çünkü savaşı yaymak!
Not edin: Bir süre sonra Suriye için de
"uluslararası güç" isteyecekler. Suriye topraklarını parçalara
ayırmak için önce krizler çıkartacaklar, bazı yerlerini
bombalayacaklar. Ardından çatışmaların önüne geçmek için ABD askeri
ya da ABD kontrolündeki birlikleri yerleştirecekler.
Şunu da not edin: Çok geçmeyecek, Türkiye'nin
Güneydoğusu için de benzer senaryolar yüksek sesle dile getirilmeye
başlanacak. Türkiye-Suriye sınırı boyunca ve İskenderun Körfezi'ne
"çokuluslu güç" adı altında Amerikan askeri yerleştirmek
isteyecekler.
Ahmet Şah Mesud suikastini kimse sorgulamadı.
İki gün sonra 11 Eylül oldu ve Afganistan işgal edildi. Irak işgali
öncesi İngiliz silah denetcisi David Kelly, öldürüldü, intihar dendi
ve düzmece bir soruşturmayla dosya kapatıldı. Gerçekler gizlendi.
Refik Hariri suikastine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum. Onun
imar ettiği Beyrut'u şimdi yıkıyorlar. Sonuçlarını nasıl
devşiriyorlar, görüyor musunuz? Kendi dostlarını, müttefiklerini
kurban ederek hedeflerine ulaşıyorlar.
Her şey apaçık ortada. Bu, Lübnan'ın,
Hizbullah'ın, Irak'ın ya da İran'ın meselesi değil. Bu Şii-Sünni
savaşı değil. Bu; Irak'ın veya Lübnan'ın savaşı da değil. Öyle
düşünmemizi istiyorlar. Bu; ABD Dışişleri Bakanı'nın söylediği gibi,
"Yeni Ortadoğu" savaşı. Daha doğrusu Büyük Ortadoğu Savaşı.